top of page

Uyan

  • Yazarın fotoğrafı: Hande G
    Hande G
  • 13 Tem 2024
  • 4 dakikada okunur

İyileşmek için önce iyileşmeyi istemek gerek. İstemek demek, hasta olduğunu ya da bir sorun olduğunu kabul etmek demek. Bende sorun yok ki, onlar şunlar bunlar o siz sen bilmiyorsun diyorsan konu zaten kapanmıştır. Sen haklısın tabikii, eminim seni haklı çıkaran gerekçelerin vardır. O halde, sana o halinle, bu memnuniyetinle mutluluklar. Geri kalan yaşamında saadetin bol ve uzun süreli olsun, umarım…


Ama bir sağlıkçı olarak, hastaların içinde bu iyileşme konularının içinde 15 yıl kalmış biri olarak çok hasta profili ve hasta tepkisi, bakış açısı gördüm… Bir, açtığım o alana gelmeyenleri görmüyordum. Onlar da ya gerçekten sağlıklıydı, ya da iyileşecek başka yolu seçenlerdi ya da günü idare edip iyileşmeyi istemeyenlerdi.


Ben yerimdeyim, yerimden kalkıp sen hastasın diyip hasta peşinde hasta kovalayacak ya da oturduğum yerden sen hastasın bana gel diye seni çağıracak değilim. Gördüklerim, hasta olduğunu kabul etmiş ve o kapıdan kendi ayağıyla girmiş olanlardı elbet. Genelde hastalar, kendilerine erken teşhis koyamadıkları için haliyle iş işten geçtikten ve sorun çığ gibi büyüyüp rahatsızlık vermeye başladığında, yani görünür olacak kadar gözüne battığında ve ona rahatsızlık vermeye başladığında hasta olduğunu kabul edebiliyor, öncesinde bir sorunu olduğunu ona dokunmadıkça rahatı hala yerinde olduğu için göremiyor….


Ama iyileşmeyi istemek de yeterli değil. Bir sorunun olduğunu kabul etmek sadece bir cevap bulabilmek için cevap almaya razı olmak demek, o onun için gerekli doğru cevabı bulmak için davetiyeleri kabul etmek demek.


Hangi davetiyeyle nereden hangi cevabı bulacağın da önemli. Hangi davetiyeyle nereye gideceğin önemli. Çünkü teşhis önemli. Teşhis senin iyileşme sürecini yönetir. Yanlış teşhis seni daha da kötü hale getirir, daha çok acı çekmene sebep olur. Zaman ve güç kaybettirir. Boşuna çabalarsın ve kendine zarar verirsin… Umudun azalır, hayal kırıklıkların katlanır. İyileşmeye olan inancını kaybetmeye başlarsın…


Teşhis demek tanımak demektir. O yarayı çok iyi tanımak, bilmek demektir. Sorununu gerçekten anlamak, aynı şu cümlenin dediği gibidir; “soruyu anlamak çözmenin yarısıdır”. Yanlış tedavi hastalığın kendisinden daha çok acı verir. Yara acıdır, yanlış tedavi daha da acıdır. Gerçek iyileşme sürecin iyileşmeye çevrilmesi, iyiye yönelmesi, iyileşmesi demektir.  Yanlış tedavi ise çaresizlik ve kötüleşmenin devam etmesi, sürmesi demektir. Belli ki, doğru cevabı bulmak için sorun henüz tanınmamıştır.


Ben eczacıyım. Varsa bir sorunun, sorunun için bir ilacın, bir çaren, bir cevabın genelde bende vardır elbet. Ama üzgünüm, yaram yok ki diyorsan, bir sorum sorunum yok ki diyorsan, bir teşhisin yoksa elbet bana gelme sen. Bende sana ne ilaç ne bir cevap var o zaman.


Ama unutma yaran senin yaran. En iyi de sen tanıyabilirsin. Kendi yaranın doktoru da sensin. Kendine teşhis koyamıyorsan belli ki kendi yaranı henüz tanıyamıyorsun ve kendini kendine yetemeyen kendinle kapatmışsın içinde kaybolmuşsun. Sorun yok derdim yok, gittiği yere kadar diyorsan sen de haklısın…. Sen daha iyi bilirsin.


Kendi kendinin doktoru olmakta zorlanıyorsan ve bir şeyler yolunda gitmiyorsa ya da kötüleşiyorsa o zaman başka doktorlardan teşhis için destek alabilirsin. Ne de olsa onların işi, tanımak… Tanıyabilmek iyileşmenin yarısı. Yarana teslim ol….Kendini objektif olarak görebil, olduğu haliyle kendini görmeye teslim et kendini.


Ancak tanıyorsan ne yapacağını bilirsin. Belki o zaman bana da gelmen gerekiyorsa gelirsin, tanışırız. Bazen iyileşmek için sadece teşhis yetiyor çünkü geriye kalan yapman gereken sadece yaşam biçimini düzenlemek oluyor. Bu bir nevi yaşam için bir ameliyat gibi, belki de bir şeyleri kesmen gerekiyor. Cevap her zaman bir ilaçta olmuyor. Cevap sorunun kendisinde oluyor. Çünkü o sorunun cevabı bazen kesilmesi gereken şey için bir eylem oluyor sadece. Çoğunlukla öyle oluyor.


O yüzden ben bazen tanışmadığım insanları tanışmamış olsak da çok da iyi tanıyorum. Ne de olsa önümden her gün onlarca teşhis geliyor geçiyor, sahada yaşamın tam da içinde çok insan ve çok teşhis gördüm 👀 Çoğu da gereksiz yere ilaç kullanıyor. Çünkü böyle daha kolay geliyor… Teşhis bypass…


Eğer bana gelmeni gerektirecek bir durum yoksa belli ki yaşaman gereken şeyler var. Deneyimlerinle doğru eylemlerle yaşamayı öğrenmen gerek. Ya da belki kesip atman gereken şeyler var. Umarım teşhisin doğrudur ve sen doğru eylemlerle deneyimler yaşayarak kendini iyileştirirsin. Umarım neyi bırakman gerektiğini fark edersin…


İnsan kötü olduğunda bıraktığında kötü olduğu için bırakıyor. Ama henüz iyi iken bırakabilirse o zaman bıraktığı şey kötü olduğu için değil, daha iyisini olabileceği için bırakıyor. Bırakma motivasyonun, iyileşme motivasyonun için hasta olmayı da bekleme. Hep iyi olmak, daha iyi olabilmek için motive ol emi? Bunun için kıyametler yaratma.. Kıyametsiz iken de sen potansiyelini her zaman aşabilirsin!!!! Ee tabi o zaman kıyametleri beklememek kadar mucizeleri de beklememek gerek…. Mucize beklemek tembel işi…


Potansiyelini aşmak için illa bir kriz ya da sıkışmayı bekleme… Gücünü mecbur kaldığında sadece yıkan bişi olarak değil zaten hep kullan, yapıcı olmak için, iyiliğin ve iyilik için… Gücünü kendine tutup herkesten saklarsan o içinde uyuyan zehir olur… Sadece mecbur kaldığında kendini savunan zehirli bir yılana döner. Onu ne kadar saklarsan sakla, uyutursan uyut yaşama açmadığın ve yaşamdan sakladığın o gizli odalarında. Zehir güçlendikçe, terazisi o kadar hassaslaşır. Gün gelir, bir çıt sesinden bile rahatsız olur. Derin sessizlikler derin agresyonlara gebe olur.


Saf mısın? Sonsuza kadar uyutmak için sonsuza kadar uyumaman gerekir!!! Sonsuza kadar reddetmen gerekir… Sonsuza kadar sır olarak tutman gerekir… Sonsuza kadar o aynanın arkasına saklanman gerekir.


Sen sonsuza kadar uyuttum derken bir bakmışsın sen sonsuza kadar kendinden geçmişsin, ruhun duymaz ve sonsuza kadar fark etmediğin seni yöneten nur topu gibi zehirli bir yılanın olur. Uyuşturur seni… Geceyi gündüz zannettirir sana.. Sen yaşıyorum, hava günlük güneşli şöyle böyle sokaklarda geziyorum zannedersin, aslında hala o odada sarhoşsundur, rüyadasındır. Rüyanda geziyorsun…


O kendinden geçiren, sarhoş eden uyku da ne tatlıdır ama di mi yaaa….


Uyan!!! O yönetiyorum dediğin yılanın zehiri tüm sisteminde geziyor….


Uyan!!!

 
 
 

Yorumlar


© 2023 by The Artifact. Proudly created with Wix.com

bottom of page