top of page

13 Mart Balık Yeniay yorumum

  • Yazarın fotoğrafı: Hande G
    Hande G
  • 12 Mar 2021
  • 7 dakikada okunur

ree

Bu yeni ay yükselen yöneticisi Ay olmakla birlikte Yeniay’a kavuşum yapan dişil formlar olan Neptün ve Venüs’ün de olması nedeniyle Ay’ın yani dişi formun farklı ifadelerini anlatan bazı asteroidleri de yorumuma katmak istedim.


Bu yeni ay Balık burcunda gerçekleşerek aslında Ay’ın sonsuz olasılıkta potansiyellere açık olduğunu anlatıyor. Yani hepimizin içinde var olan dişil yanımız bu yeni ay ile sonsuz olasılıkta potansiyeli kullanma ve bir şeyler başlatma enerjisinde. Burada Neptün ve Venüs kavuşumunun da yeniaya dahil olması da, bu potansiyeli dünya yaşamımızda tezahür ettirmek için temiz ve yeni bir sayfa açma şansımız olduğunu ifade ediyor. Yani sonsuz olasılıkta potansiyele ve istediğimiz formda bunu yaşamımıza çekme olasılığımız bulunmakta. Ve Pallas Athene de Balık burcunda bize geleceğe dair planlama ve stratejinin sonsuz potansiyellerimizi kullanarak her türlü olasılığa açılmak olduğunu ve de şefkat ve koşulsuz sevgi ile tüm evrensel acıların şifalandırılabileceği bir süreci deneyimleyen bir bilgeliği temsil ediyor. Aslında Pallas’ın stratejisi tüm dişil form potansiyellerini en verimli halinde kullanmayı öğrenmek ve acıyı merhamet ve sevgiye dönüştürmek.


Venüs bizim bağlanma şeklimizi ifade eder. Yeni bembeyaz başlatacağımız sayfanın kilit anahtari burası aslında. Yani yeni şekillerde bağlanmayı öğrenmek. Belki daha birlik bilincinde, koşulsuz sevgi ile, şefkatle bağlanmayı öğrenmek. Ve yeni ay 9. Ev içerisinde olduğundan bu ayın aslında bildiklerimizi üst seviyeye taşıyacak okul kıvamında bir öğrenme süreci olduğunu anlatıyor bize.


Karşıtına baktığımızda orda 3. Evde Başak burcunda Vesta var. Vesta bizim öz benliğimizi, öz kimliğimizi ve hiç sönmeyen bize ait içsel ateşimizi ifade eder. Belki de bizim en bakir ve kimsenin temas edip değiştiremeyeceği, bize ait bir merkezimiz. Bu yeni ay Vesta ile bize, bu süreç içeresinde öz benliğimizi kaybetmememiz ve hatta en verimli halinde kullanmamız gerektiğini hatırlatıyor. Ve diyor ki, sakın nerde olduğunu ve hangi bilgilere maruz olduğunu kaçırma. Kendi merkezinde kal ve o benlik halinden bilgi alışverişini sürdür. Yani çevrenle, tanıdığın gördüğün alanla temas halindeyken kendini kaybetme. Odağın, zihnin kendinde olsun ve gördüklerinde dış koşullara sürüklenme çünkü bu hale şimdi çok ihtiyacın var. Bilgiye, yeni bilgiye odaklanabilmeye ve onda kaybolmadan onu izleyebilmeye çok ihtiyacın var. Aslında Vesta’nın formu içimizdeki öz benliği ifade eden ateş olarak Mars ve Koç temalarını da işaret ediyor.


Ki şu anda aslında zamanın kalitesinde Chiron Koç burcunda bizlerin kendi benliğimizi ifade etme konusunda yaralarımız olduğunu anlatıyor. Belki fazla Ben olamıyoruz, eylemlerimiz pasife kaçıyor, belki fazla tepki verip abartıyor ve saldırganlaşıyoruz, öfkemiz artıyor. Herkesin bu ateşi yönetme konusunda bir dersi ve dengeyi öğrenmesi gerekiyor. Ve burada yaşanılan benlik ve bunu eylemle ifade edebilme deneyimi kontrol edemediğimizde bizi sıkıştırıyor. Chiron aynı zamanda Ceres ile kavuşumda. Yani nasıl beslediğimiz, nasıl beslendiğimiz, ihtiyaçlarımız karşılanmadığında nasıl tepki verdiğimiz, koşulsuz sevgiyi nasıl gösterdiğimiz ve öz değer duygumuz. Bereket ve verimliliği, mevsimleri başlatmayı anlatmasıyla aynı zamanda bize burada Koç burcunda Ceres’in başlatma konusunda yaralı olduğunu, ya da belki endişeli olduğunu, öfkeli olduğunu gösteriyor. Mitolojik hikâyesine göre Ceres’in yarası kızını çalan Pluto ile alakalı bir hikâye. Açıkçası Ceres’in sınavı bir şeyi başlatmak için Pluto’yu görmezlikten gelmemesi ve onu kabul etmek ve onunla işbirliği yapmaya razı olmaktan geçmek zorunda kalıyor. Yani aslında ölümü kabul ettiğinde bir bereket ve verimlilik tanrıçası olarak bu dünyada doğumu ve yaşamı sürdürmeyi devam ettirebilmeyi ifade ediyor. Burada Koç başlatma arzusunu ve verimli bir şeyler yapabilme isteğini gösterse de Pluto 7. Evde Oğlak’ta. Ve Buranın dönüşümüne teslim olmanın yeni bir sayfa açmak için önemli olduğunu anlatıyor. Yani 7. Ev nasıl bağ kurduğumuz ve de Oğlak bunun sabitleşmiş, kemikleşmiş kalıplar olduğunu ve belki de uzun zamandır var olan gelenekselleşmiş bağları ifade ediyor. Bunların yıkılmasına razı olmak ve dönüşmesi ile yeni bir döngüyü başlatmanın yaralarımıza şifa olacağını anlatıyor. Yani aslında Pluto’nun bu konumu bizi yine bağ kurmak olan Venüs’ün Neptün ile şifasına da getiriyor.


Demek ki doğru adımlar için bazı bağlarımızı öldürmeli ya da dönüştürmeliyiz. Belli ki bu bağlarla ilgili yaralarımız var. Belli ki bu bağlar ile şu anda aslında beslenemiyor, koşulsuz sevgiyi şu halde tam da deneyimleyemiyoruz. Belli ki kendi öz değer duygularımızla ilgili, öz benliğimizi bilmek ve korumakla ilgili sıkışmışlıklarımız var. 7.evin yöneticisi Satürn 8. Evde Kova’da Jüpiter ve Merkür ile de birlikte. 8. Ev dönüşümün evi olarak bize Kova’da yani gruplarda, kolektifte dönüşümün gerçekleştiğini anlatıyor. Burada Satürn ile dönüşüm sağlayan yeni bir yapılanma var. Eski kalıplaşmış formlar ile yeni orijinal formların iç içe geçtiği ve zamanla dönüşmeye devam ettiği bir süreç. Eski ile yeni halin buluşması burada ciddi bir bilinç sıçrayışı anlamına da geliyor. Merkür’ün burada bulunması aslında zihnimizle bu yeni bilinç hallerine, yeni bilgilere ulaşabileceğimizi anlatıyor. Zaten bu bilgiyi Vesta’nın başak burcunda olması ve Merkür ile temsil edilmesi de açıklıyor. Yani merkezimizde öz benliğimizde dengede kaldığımızda ortaya çıkan çevremizdeki her bilgiye odaklanabilir ve hemen kapıp öğrenebiliriz. Şifa bilgisine çok açık bir zamandayız.


Ayrıca Kuzey ay düğümü İkizler burcu ve 12. Evde. Güney ay düğümü Yay burcu 6. Ev Juno ile kavuşumda. Juno Terazi burcunun konularını ifade eder. Yani birliktelikler, bağ kurmalar. Ve zaman bizden Yay burcu etkisi ile bildiğimiz eski kalıp bağlanma şekillerinden çıkmamız gerektiğini burada da anlatıyor. Burası bildiğini düşündüğün ve o bilme halinden dolayı otomatik farkında olmadan tepkiler verdiğin ilişkileri anlatıyor. Ve hatta belki de bağımlısı olduğumuz farkında olmadan bağımlı yerden bağlandığımız objeleri bırakmayı öğrenmemiz gereken bir süreç. Zaman bizden burada eski ilişkilerde takılmak yerine yeni şeyler denemeye çağırıyor, çünkü şifa böyle gelebilir. Hep aynı insanlarla buluşuyorsan bu sefer yeni insanlarla buluş. Hep aynı ortama gidiyorsan bu sefer yeni bir yere git. Hep aynı tepkileri veriyorsan yeni bir şey dene bu sefer. Ya da eski arkadaşlıkların, ilişkilerine yeniden yeni bir sayfa açarak yeniden yeni formda bağlan. Bildiğini zannetmek yerine, bilmediğine teslim olursan her temas, cevap verdiğin her adım, başlattığın her şey şifa verici bir bağlanma süreci yaşatacak sana. Bunu da zihinsel olarak farkındalığın artması olarak yaşatacak. Buranın yöneticisi Merkür ve demiştik ki Merkür yeni ve eski arasındaki farkın birbirine geçmesiyle ortaya çıkan bilinçte aydınlanmayı şu an direk algılıyor. O yüzden yeni şeylerle temas etmek, bildiğin ile bilmediğini birbiriyle temas ettirmek ve bu da bilincinde bir şifa nedeni. Ve bu süreçle gizli kalmış, gün yüzüne çıkmamış şaşırıp kalabileceğin o kadar değerli bilgiler öğrenebilirsin ki temasta olduğundan. Ve belki de bu senin daha şefkatli, sevgi dolu ve birlik duygusunu deneyimleyeceğin bir bağ kurma sürecine taşıyabilir.


Burada Ceres’in doğru beslemesi ve beslenebilmesini anlatmıştık. Ve doğru bağ kurmak bu bağın temas ettiklerimizden ihtiyaçlarımızı alabilmemizi sağlayacak. Bu yüzden bu yeni bağlantılarda bildiğini söylemek yerine sağlıklı bilgi alışverişi yapmak gerek. O yüzden dinlemek ve duyabilmek çok önemli. Yani dinleyip duyduğuna göre konuşabilmek ve bağ kurmayı öğrenmek. Kuzey Ay düğümü ile birlikte bulunan Mars bize, karşındakini duyarak tepki vermeyi ifade ediyor. Bildiğini eski kalıptan bildiğini okuyup öyle bildiğin alışık eylemler yerine süreçle ve birlikte uyumlu adım atabilmeli. Burası aslında grup içinde kendi merkezinde kalarak başkalarıyla olan bağımlı ve içinde kendimizin kaybolduğu ve olanı olduğu gibi göremediğimiz bir yer olmamalı, tam tersine içinde kendi merkezimizde olarak olanı kendi bildiğimizden değil olduğu haliyle görerek o anda öğrenmek ve bağımsızca kendi kararımızla eylemlerde bulunabilmek olmalı. Bu önemli çünkü Ceres Koç’ta aslında kendi bağımsızlığından da beslenen bir yapı ve buna da ihtiyacı var. 11. Evde Mars ile bizler birer birey olarak grup içinde yeniden yürümeyi öğreniyoruz. Ve her adımın ne olacağını anlık öğrenerek ve karar vererek atıp, süreci adımlamayı öğreniyoruz.


Güney Ay düğümü Yay’ın etkisi bizde bir anlam ve amaç arama dürtüsü yaratabilir ve 6. Evde de olduğu için nereye gitmek istediğimizi planlamak da isteyebiliriz. Ama Balık yeni ayı bize kendimizde kalıp bağ kurmanın nasıl bir şey olduğunu öğretiyor. Nereye gittiğimizin bir önemi yok, tam tersine bir yöne adım atıyorsak onun neden atıldığının farkında olmak tek önemli olan.


Bağımlı bir halde tepkisel eylemlerimizden kurtulmak bizim şifalandığımız konumuz. Bizler bağımlı ve koşullu bağlanmaya alışmışız. Şimdi ise koşulsuz sevgi ile bağ kurmayı öğreniyoruz. Karşı tarafı bildiğimizi varsayarak onu eleştirerek, hep şikâyet ederek ve düzeltmeye çalışarak, planlarımıza uydurmaya zorlayarak değil, ona teslim olup söyleyeceklerini, vermek isteyebileceği bilgiye teslim olarak, koşulsuz severek almaya razı olarak ve bu alış verişin bizi dönüştüreceğine de teslim olarak bu süreci geçirmeliyiz. Ve böyle yaptığımızda hangi adımı atacağımızı planlamaya gerek kalmadan yürümeyi öğrenmiş olacağız. Aslında bu tam olarak bilinmeyen bir alan içinde endişe duymadan tam olarak bilinçli yürüyebilme halini tasvir ediyor.


Bu durumda aslında yaşamla, insanlarla, her şeyle birlikte var olup yaşamayı ve biz dediğimizi eskiye yeniden katarak güncelleyerek ve yeniden yazarak inşa ettiğimizi söyleyebiliriz. Satürn ile Kova’da sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz sürece Mars üçgeni ile olumlu açı sayesinde eylemlerimiz o bilinçte desteklenecek demektir. Ve Satürn ve Mars’a 60 derecelik açı alan Chiron ve Ceres şifalanarak artık bizim adım atmada tereddüt ettiğimiz yumuşak karnımız olmak yerine adım atmada ve yeni verimli bereketli şeyler üretme konusunda usta olduğumuz bir alan haline dönüşebilir.

Kısacası kendi bağımsızlığını ilan ederek ve tüm bağımlılıklarından kurtularak her şeyle koşulsuz sevgi ve şefkat bağı ile yeni formda bağlanabilirsin. Ve bu şekilde yeni hal sende bilincinde yeni farkındalıkların ve bilgilerin açığa çıkmasına da neden olacaktır. Herkesi her şeyi öz benliğiyle serbest özgür bağımsız bıraktığında bizi bağlayanın aslında sevgi olduğunu fark edeceğimiz bir ay.


Görmezlikten gelirsen, evren sana bunu görmen için gözüne her soktuğunda sen direnerek neden sürekli bir şeyler başıma geliyor diyerek şikâyet etmek ve sıkışmışlıkla kalabilirsin. Gözünü açtığında ise aramızdaki sevgi bağını görebilirsin. Ve herkes bu şekilde hem bağlı hem bağımsız olarak sıkışmadan tam gücünde ve potansiyelinde Ay’ın o yaratıcı gücünü sınırsızca kullanarak neyi başlatmak istiyorsa bu yeni sayfada sonsuz potansiyeller dâhilinde başlatabilir. O kadar ihtimal o kadar potansiyelimiz ve yaratma gücümüz var. Ay’ın yaratma gücünün sınırı yok. Ve Venüs bunu tezahür ettirmek için bu Dünya’da şu an bize yeni bir şans sunuyor.


Bu yeni ay inziva, meditasyon, şifa çalışmalarının yapıldığı gruplara katılmak için çok uygun bir ay. Kendi öz benliğimizle temasta kalarak gruplar içerisinde yeniden bağ kurmayı deneyimleyebileceğimiz ve bolca şifalanacağımız bir ay döngüsünü temsil ediyor. Bu bağlanmayı öğrenme sürecinde bu bağın eski formda koşullu bir bağlanma olduğuyla yüzleşeceğimiz deneyimler yaşayabiliriz. Planladığımız, olmasını istediğimiz şeylere direnmek, olması için zorlamak yerine tüm koşullu bağımlılıklarımızı bırakabilmeli, bazı şeylerin bitmesine razı olabilmeli ve bitişlerin yeni başlangıçlar için gerekli olduğunu anlamalıyız. Önümüzde sonsuz potansiyelde olasılıkların olduğu ve yaratma gücümüzü kullanarak hayatımıza çekebileceğimiz bir ay var. Ve bunu kullanmak için bizi engelleyen tek şey belirsizliğin, plansızlığın ve kontrolde hissetmemenin, güvensizliğin yarattığı endişeler ve korkular. Tek yapmamız gereken, bizi kontrolde ve güvencede hissettiren kendimizi içine hapsettiğimiz koşullu sevilme bağını terk etmeye razı olup yeni belirsiz olasılıklara kendimizi teslim edebilme cesaretini gösterebilmek.


Kendimize ve bize temiz ve yeni bir sayfa şansı veriyor. Bu yeniye bağlanmak demek ise, koşulsuz sevgi ve şefkat ile aslında zaten bağlı olduğumuzu keşfetmek demek. Kendi merkezimizde öz benliğimizde kaldığımızda aslında içinde olduğumuz bütünün parçası olduğumuzu ve en verimli, yaratıcı ve bereketli halimizde iken tüm kurduğumuz bağlantıların birbirimizi besleyici özellikte olan yeni olasılıkları, fikirleri, işleri, başlangıçları en verimli haliyle doğuracağını söyleyebiliriz.

Koşulsuz sevgi ve şefkat ile nasıl bağlanacağını öğrendiğin bir süreci anlatan bu yeni ay yeniye kucak açabilene güzel sürprizlerle ve bol şifa ile dolu geçecek. Kendimizle, etrafımızla, hayatla ve tüm var oluşla bağlarımızın yenilendiği canlandığı sevgiyle yıkandığı ve kendi öz benliğimizin canlanışını, ilk baharın gelişini ifade eden bu ay hepimiz için kolay ve güzelliklerle geçsin..


"Not: Tabii ben de bu bilgiden payıma düşeni aldım. Beslemek beslenmek yetersizlik öz değer konuları ve kendi potansiyellerimi, verimliliğimi, bereketli olma halimi nasıl kullanamadığımı ne zaman ne olduğunda sıkıştığımı görmüş oldum. Kendi örneğim de başka bir günün konusu olsun."

 
 
 

Yorumlar


© 2023 by The Artifact. Proudly created with Wix.com

bottom of page